Bursa Türkiyenin 16 numaralı ili Bursa
Türkiye’nin 16 numaralı ilini temsil eden Bursa, tarih ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan bir şehirdir. 16 numaralı plakasıyla tanınan Bursa, hem tarihi zenginliği hem de modern yaşam alanlarıyla dikkat çekiyor. Bursanın tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra, doğal güzellikleri de bulunmaktadır.
Aynı zamanda Türkiye’nin en önemli sanayi ve ticaret merkezlerinden biridir. Şehrin ekonomisine büyük katkı sağlayan tekstil, otomotiv ve gıda sektörleri, Bursanın gelişmesine ve büyümesine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Ayrıca, Bursanın turizm potansiyeli de oldukça yüksektir. Tarihi eserler, termal turizm alanları ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunmaktadır.
Bursa
Bursa, sadece sanayi ve turizm açısından değil, aynı zamanda eğitim ve kültür alanlarında da önemli bir yere sahiptir. Şehirde bulunan üniversiteler ve kültürel etkinlikler, genç nüfusun gelişimine ve sosyal hayatına katkıda bulunmaktadır.
Bununla birlikte, Bursanın 16 numaralı plakasıyla tanınması, şehrin cazibesini artırmaktadır. Bu nedenle, Bursaya yapılacak bir seyahat, hem tarihi ve doğal güzellikleri keşfetmek hem de şehrin ekonomisine katkıda bulunmak için büyük bir fırsattır. Bursa’ya yapılacak ziyaretlerde, şehri daha iyi keşfetmek ve unutulmaz bir deneyim yaşamak için rehberlik hizmetleri almayı düşünebilirsiniz.
Bu nedenle, Türkiye’nin 16 numaralı plakalı ilini temsil eden ilimiz, her yönüyle keşfedilmeyi bekleyen bir şehirdir. Tarihi ve kültürel mirası, doğal güzellikleri ve ekonomik potansiyeliyle, ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunmaktadır. Bu nedenle, Bursa’yı ziyaret etmek, şehrin güzelliklerini keşfetmek ve unutulmaz anılar biriktirmek için harika bir fırsattır.
Tarihi
Hisar bölgesinde, şehir merkezinde yer alan kesin bulgular, MÖ 2500-2700 yıllarına işaret etmektedir. Ancak, Akçalar Aktopraklık kazılarında günümüzde Bur-sa il sınırları içinde kalan eski uygarlık alanlarının 8500 yıl öncesine kadar uzandığı ortaya çıkmıştır.
Bur-sa bölgesi, MÖ 4. yüzyılda Bitinya Devleti’nin kurulmasına kadar çeşitli kolonilerin ve ülkelerin egemenliğindeydi. Ünlü tarihçi Herodot’a göre, o dönemde Bursa ve çevresindeki tek kent, MÖ 12. yüzyılda kurulan Cius’tur (Gemlik). Apamea (Mudanya) kentinin ise MÖ 10. yüzyılda kurulduğu düşünülmektedir. Uluabat Gölü üzerinde bulunan Apollonia’nın (Gölyazı), MÖ 6. yüzyıldan önce kurulduğu tahmin edilmektedir.
Krezus/Kroisos döneminde (MÖ 561-546) Lidyalıların egemenliğine giren Bursa bölgesi daha sonra Pers egemenliğine geçer. Bu dönemde bölge büyük tahribata uğrar ve Yunan göçmenleri bölgeye gelerek Marmara Denizi kıyılarına yerleşir. Kadıköy’de kurulu bulunan Chalchedon Cumhuriyeti, bu il ve çevresine saldırarak tahrip eder. Dedalses, Perslere karşı savaşarak Bölgemizde bağımsız bir Bitinya Devleti kurar.
Bursanın kent statüsüne yükselmesi ve çevresinin surlarla çevrilmesi, Bitinya kralı I. Prusias (MÖ 232-192) döneminde gerçekleşir. Kartaca kralı Hannibal, Roma imparatoru ile yaptığı savaşı kaybedince, askerleriyle birlikte I. Prusias’a sığınır ve onun onuruna bu-rsa Kalesi’ni inşa eder. Böylece Bursanın ilk şehir planı Kartaca kralı Hannibal tarafından yapılır ve kente Prusa adı verilir.
Roma’ya bağlı olan Bitinya Krallığı, MÖ 74 yılında Roma egemenliğine geçer ve uzun yıllar boyunca Roma yönetiminde kalır. Şehir, MS 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun bölünmesiyle Bizans yönetiminde kalır. MS 500’lerde bölgede ipek üretimine başlanır ve şehir, doğal sıcak suları nedeniyle küçük bir kaplıca kentine dönüşür. Pythia’da (Çekirge) yeni hamamların yapılması İmparator Justinianus (527-565) zamanına denk gelir.
Osmanlı Dönemi
Müslümanlar ilk kez, Abbasiler (Harun Reşid, 8. yüzyıl) döneminde Bursaya gelir. 955 yılında Halep’teki Hamedanlılar, İznik’i ele geçirir ve 23 yıl boyunca egemen olur. Türkler ise bu bölgeye ilk kez 1080 yılından sonra gelir ve İznik, 1081-1097 yılları arasında Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olur. 1097 yılında bölge, Haçlı Savaşları’na sahne olur ve İznik Haçlıların eline geçer.
Osman Bey’in uzun kuşatmasının ardından, 6 Nisan 1326’da oğlu Orhan Bey tarafından alınarak Osmanlıların başkenti olur. Osman Gazi’nin vasiyeti gereği Tophane’deki Gümüşlü Kubbe’ye gömülür. Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve ilk sultanı olan Osman Bey’in liderliğinde gelişmeye devam eder ve imparatorluğun başkenti olur. Edirne ve İstanbul’un başkent olmasının ardından, Anadolu’nun başkenti olarak önemli bir konumda kalır.
Sonuç olarak
Osmanlı hâkimiyeti altında diğer kentlere göre büyük gelişmeler kaydeder ve 1365’te Edirne’nin fethedilmesine kadar imparatorluğun başkenti olur. Cumhuriyet döneminde ise diğer iller gibi gelişmeye devam ederek ülkenin dördüncü büyük kenti haline gelir.
125 günde toplam 1 izlenme